Sakal ekimi son yıllarda en az saç ekimi kadar rağbet görmektedir. Erkeklerin makyajı sayılan saç ve sakal, dış görünüşü ve buna bağlı olarak psikolojik yönden özgüveni de doğrudan etkilemektedir. Sakal ekiminde altın orana bağlı kalarak ekilecek alanın çizim tasarımını doğru planlamak en önemli faktördür. Sakal ekimi kişinin ciddi bir sağlık problemi olmadığı takdirde herkese uygulanabilir ve donör bölgeden yeterli sayı elde edilebilirse, kişi saç ve sakal operasyonuna tek seferde girebilir.
Yeterli sayı alınamayacağı düşünülüyorsa, yapılan işlemden bir sene sonra (donör bölge kendini toparladığında) sakal ekimine de girilebilir. Sakal ekimi, sanıldığının aksine var olan sakallarınızdan greft alınarak yapılmamaktadır. Birçok insan, bu yanlış bilgiye dayanarak sakal ekimi yaptıramayacağını, sakalından yeterli sayının alınamayacağını düşünür. Sakal ekimi, aynı saç ekimindeki gibi FUE tekniğiyle, donör bölgeden (iki kulak arası ense bölgesi) toplanan köklerin yüze ekilmesi işlemidir. Alınan greftler; yine saç ekiminde olduğu gibi Safir ya DHI yöntemiyle ekilebilir. Yüz yapısı, saç yapısına göre daha yumuşak olduğundan sakal ekiminde eğer safir tekniği kullanılıyorsa açılacak kanallara ekstra hassas davranılmalıdır.
Saç ve sakalın yapıları birbirinden farklıdır ve sakallar genelde tek köklerden oluşur. Bu sebeple sakal ekimi yaparken dikkat edilmesi gereken en önemli şey alınan köklerin sakallara benzerliği olmalıdır yapısı itibariyle benzerlik göstermeyen kökler ekilmemelidir. Saçlar yapısı itibariyle tekli,2li,3lü köklerden oluşabilir. Birden fazla kök sayısına sahip greftler ayrıştırılmadan ekilmemeli, alım sırasında sakala uygun tekli kökler tercih edilmelidir. Ekilen sakallara yön verme saç ekiminde de olduğu gibi çok önemlidir. Ekim esnasında kök yapısına ve yönüne dikkat edilmezse ortaya doğallıktan uzak çirkin bir görüntü çıkar ve maalesef telafi edilemez.
